20 Kasım 2009 Cuma

Etkisinden Kurtulamayacaksınız!!!

2 yorum



İçinizde bu filme gitmek isteyen var mı? Ben yokum şahsen hiç almayayım ama belki müdavimleri vardır giderler. Ben filmi izlersem bir daha evde yalnız kalmam mümkün olmaz.  Konusu şöyle; Genç bir çift evde garip bir gücün varlığından şüphelenmeye başlıyor ve evlerini kamera sistemiyle donatıyor. İşte film bu kameraya yansıyan görüntülerden oluşuyor. Bir nevi Blair Cadısı konsepti ama bence daha korkuncu. 4 Aralık'ta vizyona girecekmiş. Gitmek isteyen varsa buyursun ben hiç engel olmayayım. Daha ayrıntılı bilgi için http://www.paranormalactivity-movie.com

Of Markafoni Yaktın Beni

2 yorum

Biri beni durdursun. Bu markafoni kampanyaları beni bitirdi battım ben battım. Hele en son "Tokyo Jane" kampanyası kafamı allak bullak etti.Ne kadar çok çeşit var öyle. Tabi ki kaçırır mıyım :) 3 adet sipariş verdim. Onun haricinde bir adet muffin kalıbı söylemiştim o bugün geldi. Bir de "Hecha" marka döküm tavamı bekliyorum kocama ızgara tadında etler yapıcam. Ama onun bu markafonilerden haberi yok :)) olmasın zaten daha iyi di mi.  Ama bakın bi bakın ne kadar güzeller.



İsyan Edesim Var!!!

0 yorum

Evet bugün isyan edesim var. Aslında hergün isyan edesim var. Elimde değil vurdumduymaz olmak.

Bugün nerelere isyanım var:

Dün sevgili arkadaşımın Ayşeciğimin blogunda gördüğüm 240 TL iki kişi Barcelona gidiş dönüş biletine isyan edesim var. Size isyanım yok arkadaşım, yanlış anlama siz güle güle gidin. Biz burda yaşadığımız için mi cezalandırılıyoruz anlamadım ki tonlarca para harcıyoruz yok uçak bileti vergi üstüne vergi yok vizesi, bir de vize için kuyruğa gir bekle saatlerce ne o geziye gidicez yahu biz sizin ülkenize geldiğimizde sizden daha iyi bakıyoruz be sizin memleketinize aman diyoruz misafiriz burda dikkat edelim. Artık bu vize işine bir son verilsin. Zaten kocacımla da kavga ettik bu yüzden ben dedim bayramda gidelim o dedi yok vizeyle uğraşamam. Hep sizin yüzünüzden, isyan ediyorum işte var mı.

Yine isyan ediyorum bugün duyduğum bir habere. Cumhurbaşkanlığına ait Huber Köşkü'ne 6.5 milyon TL'lik tadilat yapılacakmış. İhale yapılmış Manisalı bir aileye ait dekorasyon firması kazanmış. Daha önce de Dubai Şeyhinin sarayını döşemişler. Bizim neyimiz eksik he soruyorum. Bize de döşesinler tabi. Koskoca Cumhurbaşkanlığının bütçesinde buncacık paranın lafı mı olur. Tarih tekekkürrden mi ibarettir acaba bir anda sizin de aklınıza Osmanlı'nın çöküş dönemi geldi mi hani insanlar sefillik içinde yaşarken padişah ve yakınlarının zevk-i sefa ettikleri dönem..Ama bizim bir Atatürk'ümüz daha yok ne yazık ki. Onun için hepimiz aklımızı başımıza toplayalım. Ayrıntı için haberaktuel.com

16 Kasım 2009 Pazartesi

Mayalar'ı Dinlemedik Başımıza Neler Geldi: 2012

4 yorum



Dün sabah arkadaşlarımızla Santralİstanbul'da geçirdiğimiz zevkli bir pazar kahvaltısının ardından merak ettiğimiz 2012'ye gittik. Aslında saçma bir film olacağını tahmin ediyordum eh öyle de oldu zaten. Şu Amerikalıların felaket senaryolarına hastayım .Öyle bir saçma film ki bir ara uyuyacaktım. İzleyemeyenler varsa okumasın sonra etkilenmesin sonra da bana kızmasın. Gelelim aklımda kaldığı kadarıyla saçmalıklara; depremden dolayı çöken yollardan, yıkılan binalardan arabayla kaçış sahneleri son derece gülünçtü. Ayrıca bu tip filmlerde hep mi esas adamın eski karısı olur, eski karısının da yeni bir sevgilisi ya da kocası olur bu iki erkek arasında gizli bir çekişme olur. Halbuki kadın hala esas adamı sevmektedir ama adam umursamaz davrandığı, kendini işine çok kaptırıp ailesini ihmal ettiği için zamanında terkedilmiştir sonra aklı başına gelmiştir.

Filmin en heyecanlı ve en ölüme yakın sahnelerinde bu eski eşler biranda yakınlaşıverirler. En kritik anlarda da öpüşecekleri tutar :))) ya ben çok gülüyorum bu sahnelere. Devam ediyorum, 2012 felaketi artık başlamıştır ve bundan kaçmak ve hiçbir işe yaramayan devlet büyüklerini kurtarmak için gemiler inşa ettirilmiştir. Üstelik Çin'de. Yapsa yapsa Çinliler bu kadar kısa zamanda bu gemiyi yapabilirmiş nerde çokluk orda bolluk demişler di mi :) Artık o gemileri gördükten sonra Çin mallarına laf etmeyeceğim. Gemiye hemen binilmesi lazımdır kıyamet kopmuş Çin'e doğru gelmektedir. Bütün başkanların acilen gemiye binmesi lazımdır. Ama ABD Başbakanı  ne yapar, gemiye binmez, kendisi asil bir davranışla halkının yanında kalmayı tercih eder:)) , bizimkileri de hiç görmedim bu arada Türkler i almıyolar mı acaba o gemiye. Olsun bizde de gemicikler var nolmuş yani biz de onlara biner kaçarız di mi. Neyse geminin kapıları kapanmıştır birkaç ülke başkanı ve ileri gelenleri gemiye binmiştir ama 1 milyar € ödeyerek gemide rezervasyon yaptıranlar dışarıda kalmıştır. (Bu kadar para olmadığına göre zaten bizim gitme şansımız yok şimdiden kimlerin gideceği belli olmuştur) fakat nasıl olurda bu kadar insan gemiye alınmaz ABD yine devreye girer ve yetkili der ki bu insanları dışarda bırakırsak nasıl vicdanımız rahat eder , insanlığı bu şekilde nasıl devam ettirebiliriz ,falan filan, gözlerim yaşardı vallahi sonra diğer ülkelerin başkanları da onaylıyor bu yufka yürekli durumu (meğer ne kadar severlermiş zor durumdaki insanları kurtarmayı). Sonra herkes gemiye biner mutlu mesut kıyametten kurtulurlar.:)) Bizim de içimiz rahat eder. Demek ki neymiş kıyametten kurtulmak için, depremden kaçmaya yarayan sağlam bir araba, o arabayı çok iyi kullanacak bir esas adam, mümkünse bir de pilotluk eğitimi almak uçakla da kaçmak lazım he bir de 1 milyar € biriktirmek yeterli (tüm aile için değil kişi başı yani:)))

ZARARSIZ ŞAMPUANLAR

1 yorum

Bir süredir içeriği zararsız şampuanlarla ilgili yaptığım araştırmayı paylaşmak istiyorum. Daha önce de söylediğim gibi bu aralar bu konulara biraz takıntılıyım. Ama bazen o kadar yorucu oluyor ki onun içinde ne varmış hımm neye yol açıyormuş şeklinde araştırmak onun için vazgeçip aman hep bildiğim şeyleri kullansam ya diyorum. Neyse ben yine de bilgi olsun diye yazayım elimizin altında bulunsun. Çeviri hataları ya da bitkilerin isimleriyle ilgili hatalar varsa şimdiden özür diliyorum.

Nothing Nasty Tea Tree Castile Soap

Çok amaçlı sabun diyebiliriz herhalde bu ürün için çünkü el, yüz ve saç için kullanılabiliyormuş. Ama ince telli saçlar hariç. İçeriği de şöyle; Organic Liquid Castile Soap, Sea Salt, Tea Tree Essential Oil. Cosmeticdatabase de risk puanı -0-. Kendi internet sitesinden yani buradan sipariş verebiliyorsunuz. Sitede üç boyu var. 200 ml fiyatı GBP 12.00, deneme boyu 10 ml fiyatı GBP 2.70, sehayaht boyu ise 15 ml fiyatı GBP 6.50. Shipping ise Europe GBP 7.95, rest of the world diye bir seçenek de var o da GBP 10.00 Türkiye için hangisini seçmek gerekli bilmiyorum. Ama iyi tarafı shipping ürün sayısı arttıkça değişmiyor yani ben üç ürün seçtim deneme için ücret değişmedi. Son olarak da paypal ile ödeme yapabiliyorsunuz. Ayrıca unutmadan bu tip likit sabun ürünler için bir de pompa almak gerekiyor sanırım onun da fiyatı GBP 1.50. Bir kere almak yeterli çünkü tüm sabunlarda kullanılıyor seyahat boyları hariç. Markanın ayrıca bebek ve hamileler için de özel ürünleri mevcut. Bakmanızı tavsiye ederim.








Nurture My Body

Şampuanın içeriğinde at kuyruğu otu ( atkuyruğu bir tür otsu ve çiçeksi bitki ayrıntılı bilgi için atkuyruğu otu)
ve deniz yosunu ekstresi bulunuyor ve formülde bulunan amino asitler özellikle boyadan işlem görmüş kuru saçların yumuşamasını ve nem kazanmasını sağlıyor. Saçın doğal yağ yapısına zarar vermeden toksinlerden ve kirlerden arındırıyor.  Soıdium Lauryl Sulfate (SLS) içermiyor. (SLS: Hindistan cevizinde bulunan yağ asidine basitçe sodyum ve sülfat eklenerek elde edilen kimyasal madde. Çoğunlukla yarı doğal ürünlerde hindistan cevizi adı altında maskelenmeye çalışılmaktadır. Bu kimyasal madde ve onun türevleri genellikle ürünlerde köpük yaratmak amacıyla kullanılıyor. Şampuan, diş macunu gibi ürünlerde mevcut. Eskiden de yanıklara diş macunu sürülürmüş ne kadar tezat değil mi. Bu kimyasal saç köküne, cilde, gözlere ve daha birçok organa zarar vermektedir. Ayrıca diğer başka kimyasallarla (trietanolamin-TEA, dietanolamin-DEA, monoetanolamin-MEA gibi) biraraya geldiğinde kansere sebebiyet veren "nitrozoamin" adlı maddeyi oluşturmaktadır. 
Daha detaylı bilgi için 1, ve 2
 

Gelelim fiyatına, yaklaşık 250 ml'lik şampuanın fiyatı $ 24.38. Fakat işin kötü tarafı shipping bayağı yüksek ve de her ilave ürünle birlikte rakam da yükseliyor.Üç seçenek var. 1. seçenek: USPS Priority Mail International Regular/Medium Flat-Rate Boxes ($44.70)  2. seçenek: USPS Priority Mail International ($27.25) 3. seçenek ise USPS Express Mail International (EMS) ($35.75). Peki nereden sipariş verilecek o da nurturemybody


Keys Mangrove Foaming Natural Shampoo
  
İçeriği:

Environmental Working Group yani cosmeticdatase sitesinde risk puanlamasında en güvenli şampuanlardan biri olarak seçilmiş risk puanı da -0-. Şampuanın içindeki doğal yağlar saç kökünde birikerek saçın daha temiz olmasını sağlar,saç rengine zarar vermez. Ben bu şampuanı Ekimden beri kullanıyorum. Fakat beraberinde saç kremini de sipariş etmemekle hata etmişim çünkü saçlarım kıvırcık, kalın telli ve boyalı olduğu için şampuanı kullandığım zaman saçlarım düğüm düğüm oluyor ancak ardından saç kremi kullanmak şart oluyor. Şampuan bildiğiniz diğerleri gibi sıvı halde değil köpük halde kullanımında üç dört defa elinize sıkmanız yeterli diyor ama benim saçlarıma yeterli gelmiyor  çünkü ben ilk yıkamada beş altı kez sıkıyorum  fakat saçlar hiç köpürmüyor belki de köpürmesi de gerekmiyor biz alışmışız tabi bol köpüren şampuanlara o yüzden tekrar beş altı kez daha sıkıyorum ancak o zaman köpürüyor. Yani saçlarınız uzun, kalın telli ve boyalı ise kullanmak biraz zahmetli olabilir. Ayrıca bu şampuanı evcil hayvanlarınız için de kullanabilirmişsiniz.



Ama yine de çok şikayetçi değilim hatta bir kez daha şipariş verirsem bu sefer Mangrove Hair Conditioner'ı da söyleyeceğim. Gelelim fiyatına zaten tek boyu var 236 ml fiyatı $ 18.95. Conditioner ise 100 ml $ 16.95. Shipping için iki seçenek var ilki USPS Priority Mail International $ 23.50, ikincisi USPS Priority Mail International $ 9.04. Ben ikinci seçeneği tercih ettim tabi ki, hiçbir sorun da olmadı belki daha uzun sürede gelmiştir. İki ürün söylerseniz de shipping biraz artıyor, $ 10.76 oluyor. Paypal ile ödeme yapabilirsiniz.Web sitesi de  burada




Miessence Desert Flower Shampoo (Normal to Dry Hair)


İçeriğindeki yuka bitkisinin özü ve poliglükoz saçları temizliyor, panthenol nemlendiriyor. Avakado yağı kuru ve zarar görmüş saçlara nem ve canlılık kazandırıyor. Eğer silikon içerikli ürünler kullanıyorsanız ( ki hepimiz kullanıyoruz mecburen) ilk haftalarda şampuanın saçlarınızda yaptığı etkiyi hissedeceğiniz belirtiliyor. Detoks aşamasında ilk önce saçlarınızı düğüm düğüm ve daha kuru hissedeceğiniz ama bunun zamanla ortadan kalkacağı belirtiliyor.(Keys Mangrove şampuanda da durum aynen böyle saçlarım kaskatı oluyor, kremle ancak açılıyor demek bu da detoksun bir parçasıymış) 250 ml'lik şampuanın fiyatı $ 22.70, shipping $ 9.95 birkaç ürün için de bu değişmiyor. Paypal ile ödeme yok, kendi web sitesinden ödeme bilgilerinizi girerek mionegroup adresinden sipariş verebilirsiniz.


Arılardan Gelen Sağlık: PROPOLİS

0 yorum

Propolis, size ne ifade ediyor. İlk anda antik bir şehir ismini çağrıştırıyor gibi değil mi, ama hiç ilgisi yok. Başlıktan da anlaşıldığı gibi arılardan gelen sağlık. Poleni biliyorum, arı sütünü biliyorum ama propolis ilk defa duydum o da annem sayesinde. Benim annem MS hastası 15 senedir fazladır bu süründüren hastalıkla yaşamaya çalışıyor. Son birkaç yıldır da yürüyemediği için tamamen eve bağımlı durumda. Hal böyle olunca da tabi kendisine iyi gelebilecek her türlü yeniliği öğrenmeye çalışıyor. Propolis i de bir sabah programını dinlerken öğrenmiş, araştıralım dedim.

Propolis, arıların bitki ve tomurcuklarından topladığı, kovan giriş deliğine, çatlak ve kırıkları kapattığı antibakteriyal, antiviral, antifungal, antioksidan, antiparazitik özelliklere sahip yapışkan ve reçinemsi bir maddedir. Arılar, kovan içerisindeki besinleri, yavruyu ve kendilerini çeşitli mikroplardan korumak için PROPOLİS toplarlar ve bununla kovan içerisini dezenfekte ederler.

PROPOLİS birçok ilacın aktif maddesi olan bitkisel flavonoidler, antioksidanlar, biyolojik aktif maddeler ve terpenlerden oluşmaktadır.

Yapılan çalışmalarda düzenli ve sürekli olarak PROPOLİS alınması durumunda sindirim, solunum ve dolaşım sistemindeki hastalık etmenlerini yok ettiği, internal toksinleri vücuttan attığı saptanmıştır. Sentetik antibiyotiklerin aksine uzun süre kullanımı zararlı bakterilerde direnç oluşturmamakta, yararlı bakterileri de olumsuz olarak etkilememektedir.

Faydaları ve Kullanma Alanları: 
Klinik çalışmalarda PROPOLİSin comedo, beriberi, shingles, zosfer psorias, deli ülserine karşı çok etkili olduğunu göstermiştir. Ayrıca ağız yaraları, periodonditis, diş ağrısı, mide ülseri, nefrit, idrar yolları enfeksiyonu, influenza, diare polypus, malignant tümör (kanser) ve diğer birçok hastalıkta da başarılı bir şekilde kullanılmaktadır. PROPOLİSin herhangi bir yan etkisi yoktur.Ancak bazı kişilerde hafif alerjik reaksiyona neden olabilir. Japonya ve Çin gibi Uzakdoğu ülkelerinde bu yüzyılda keşfedilen " en mükemmel doğal ilaç" olduğu kabul edilmiştir. PROPOLİS bal ve yağ ile karıştırıldığında dış yaralar için mükemmel bir pomat oluşturur.

Özetleyecek olursak aşağıdaki hastalıkların tedavisinde destek olarak kullanılmaktadır.

Ağız içindeki yaralar
Kanser
Yüksek kolestrol, lipit, trigliserit
Kalp yetmezliği
Diş ağrısı
Damar sertliği
Yüksek tansiyon
Ciltteki kaşıntı
Varis
Unutkanlık
Ülser
Yasa ve kesikler
Guatr
Prostat
Nefrit
Influenza
İdrar yolları enfeksiyonu
Diare
Faranjid
Rinit

Domuz gribi salgıının da yaşandığı bugünlerde GDO yüzünden sebze ve meyvelere de güvenemediğimize göre belki alternatif bir yol olabilir diye düşünüyorum. Yine de doktora danışmadan ve araştırmadan kullanılmamalı. Ben burada çeşitli markaların kapsül ve damla şeklinde PROPOLİS formlarını buldum. Ayrıca eczanelerde ve aktarlarda da satılıyor olabilir.

Kaynak: http://apiterapi.uzerine.com/ , http://www.aridunyasi.com.tr/

12 Kasım 2009 Perşembe

ANITKABİR ÖZEL DEFTERİ

0 yorum

Anıtkabir'i üç boyutlu olarak gezmek, Anıtkabir Özel Defterine siz de duygu ve düşüncelerinizi yazmak ister misiniz? O zaman buyrun

11 Kasım 2009 Çarşamba

İdeefixe'den kitaplarım geldi!!!!

2 yorum

Pazartesi sipariş vermiştim idefix'den. Bugün kitaplarım geldi, bayağı hızlı. Ben kitap siparişlerimden sonra acayip heyecanlanıyorum her yeni kitap bilmediğim bir şehri keşfetmeye benziyor benim için. Her yeni kitapla başka hayatların, başka başka hayallerin içine dalıyorsunuz. Tabi yeni şehirler görmenin yerini de bişey tutmuyor o da ayrı. Çok gezen mi bilir çok okuyan mı demişler di mi :)) Hhemen Murathan Mungan'dan okumaya başladım. Murathan Mungan'ın şiirlerini severim daha önce de kitaplarını okudum. İçinde hep bir hüzün barındırıyor gibi geliyor ben de hüznü sevdiğimden hoşuma gidiyor okumak. Hele de "Daha vakit var diye ...... başlayan dizeleri ile "Otuz Yaş" şiiri. Yaş itibariyle daha da ilgilendiriyor tabi beni. Kitapta ilk hikaye de otuz yaş ile başlıyor zaten. Vakit daralıyor, daha vakit var diyoruz ya herşeye, aslında yok.  (Kitap kapakları güzel görünmüyor, bunu için kusura bakmayın daha iyi yapamadım)
 
Eldivenler, Hikayeler - Murathan Mungan   

















Floransa Büyücüsü/Salman Rushdie












10 Kasım 2009 Salı

ATAMIZI SAYGIYLA ANIYORUZ

0 yorum


ATAMIZI SAYGIYLA ANIYORUZ.

Keşke yaşasaydın ATAM o zaman bu hallere gelmezdik.

3 Kasım 2009 Salı

Kaç Bakalım Karadzic Nereye Kadar!!!

2 yorum

Radovan Karadzic, 26 Ekim Pazartesi günü başlayacak olan duruşmaya, "savunmasını hazırlayamadığı için" katılmayacağını açıkladı. 

Bosna-Hersek'te 1992-1995 yılları arasında binlerce kişinin öldürülmesinden sorumlu olduğu gerekçesiyle Lahey'deki Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi'nde yargılanan "Sırp kasabı" Radovan Karadzic, pazartesi günü başlayacak duruşmalara katılmayacağını açıkladı. Karadzic, Başsavcı Serge Barmmertz'e gönderdiği mektupta, duruşmaya katılmama kararını, "savunmasını henüz hazırlayamadığı" gerekçesine dayandırdı.
"Beni bir milyon sayfalık dosyaların altına gömdünüz. Onları daha okuyamadım" diyen Karadzic, savunmasını, ilerleyen günlerde danışmanlarıyla birlikte hazırlayacağını kaydetti.
Mahkeme sözcüsü, Karadzic katılmasa da davanın görülmesine 26 Ekim'de başlanacağını söyledi.
Yargı sürecini sürekli olarak engellemeye çalışan Sırp Kasabı Karadzic, bir süre önce de davaya başlanmasının 10 ay süreyle ertelenmesini istemişti.

Kaynak:  http://www.bosnasancak.net/


2008 Eylül ayında Dubrovnik konaklamalı gezimizin bir gününü Mostar a ayırmıştık.Yıl 2008 idi  ve hala kurşunlanmış, yıkık dökük binaları, hüzünlü insanları vardı. Ben o tarihten sonra sanki bir parçamı orada bıraktım.  Özellikle birkaç yüz var ki aklımdan çıkmıyor,  Mostar Köprüsünün başında, kendi yaptığı tablolarda savaşı bize anlatmaya çalışan bir yaşlı bir amca, köfte yediğimiz dükkandaki hüzünlü garson ve aslında daha birçoğu. Benimki geç kalınmış bir duyarlılık, geç kalınmış bir hüzün. Türkiye'ye döndüğümde birçok kitap alıp bu tatsız savaşın ayrıntılarını okudum, okudukça ağladım, yıkıldım. Senerlerce aynı topraklarda birlikte yaşamış komşuların, eşlerin birbirlerine nasıl ihanet ettiklerini inanamayarak okudum. Herkesin kabul ettiği bu suçları işleyenleri yargılamak neden bu kadar uzun sürer, onları korumanın maksadı nedir anlamadım, anlamıyorum. Yoksa biz de mi bu yola doğru sürükleniyoruz diye düşünmeden de edemiyorum.