26 Şubat 2010 Cuma

0 yorum


Biz kimiz?


Açılıma karşı çıkanların “vampir” olduğunu açıklamıştı Sayın Başbakan...


*

“İki cihanda lekeli” aynı zamanda.

*

Teröristlerin üstü açık otobüsle tur atmasına karşı çıkanlar kimdi? Anaların ağlamasını isteyen “vicdansız”lar, şehit cenazesi gelsin isteyen “hasta kafa”lar...
İzmirliler zaten “gavur faşist.”

*

Seçim isteyenler “hain...”

*

Cumhurbaşkanı’na karşı çıkanlar:
“Bu memleketten git”sin!

*

Malın mülkün yabancıya satılmasına karşı çıkanlar “sermaye ırkçısı...”

*

Van münüt’ten önce Davos’a karşı çıkanlar için aynen şöyle demişti: “Hazımsız tipler” var, Davos’un
kıymeti harbiyesi olmadığını söyleyenler var, “şizofren tipler” bunlar.

*

Yüksek vergiye karşı çıkanlar, alışmış “kudurmuş”tan beter... Kart faizlerine karşı çıkanlar, kusura bakmasınlar, “dürüst gözüyle bakmam” onlara... Tekel işçileri “yetim hakkı yemeye çalışan” hortumcular... Sendikalar “yalancı” inanmayın, Deniz Feneri’ni yazanlar “iftiracı” sakın almayın!

*

Taaa 51 senedir giremediğimiz AB’ye karşı çıkanlar “vizyonsuz, cahil...”
Seçim arefesinde avanta buzdolabı dağıtılmasına karşı çıkanlar “çirkin.”

*

Hukuka müdahale edilmesine karşı çıkanlar “Ergenekoncu...” Yapmak istedikleri Anayasa değişikliğine karşı çıkanlar “beyinsiz...” Aşçı erlerin suikastına inanmayanlar “soytarı...”

*

CHP’nin “geçmişi lekeli...” Baykal “cibilliyetsiz, çete avukatı...” MHP “seviyesiz, densiz, ahlaksız, müfteri...” Ya Bahçeli? “Onu tıp dünyasına havale ediyorum...”

*

Subaylara iftira atılmasına karşı çıkanlar “darbeci zihniyet...” Vatandaştan vazgeçtik, Yargıtay’ın telefonlarının dinlenmesine karşı çıkanlar “kirli senarist...”

*

Arınç’a karşı çıkana “tuuuu!”
Satılmayan gazetecilere “yuhhh!”

*

“Fiş”lendiğimizi öğrenmiştik.

*

En son ne öğrendik?
Ya bunlardansın...
Ya “kanı bozuk.”

*

Benim bi de sütüm bozuk...
Valide de Atatürkçü çünkü.



İTİRAF EDİYORUM BENİM DE HEM KANIM HEM DE SÜTÜM BOZUK.Ayrıca vampirler hiç de kötü değildir bakınız Twilight Edward :)))

17 Şubat 2010 Çarşamba

Dolu Dolu Cumartesi

2 yorum



Cumartesi günü, bir arkadaşımızın yaptığı kültür sanat turu programı neticesinde günümüze başladık. Önce Karaköy Namlı'da kahvaltı yapıldı ama ne kahvaltı. Resimlerden de belli oluyordur :))) Size de bir hafta sonu kahvaltısı için uğramanızı tavsiye ederim. Kalabalık gittiğinizde tek tek tabak almaktansa bizim gibi kaç kişiyseniz o kadar tabak almanız daha karlı olacaktır. Kahvaltı faslının ardından nostaljik tramvayla tünele doğru yola çıktık. Karaköy ve tünel arasındaki bu eski tramvayı ben çok seviyorum. Tünelden yukarı Mısır Apartmanı'na doğru devam ettik. Fototrek'te Merih Akoğul "İç İçe İstanbul" fotoğraf sergisi ziyaretinin ardından Mısır Apartmanı'nda deliler gibi bir aşağı bir yukarı dolaştık. Oraya kadar gittik ama bir 360 ziyareti yapmadık o da başka bir zaman artık.  Bu arada kısa da bir bilgi vereyim 105 yıllık bir geçmişe sahip bu apartman Mısır Hidivi Abbas Halim Paşa`nın isteği üzerine 1905 yılında kışlık konak olarak inşa ettirilmiş ve bugüne kadar birçok ünlüye de evsahipliği yapmış. Mehmet Akif Ersoy bu apartmanda kalmış ve hatta burada da vefat etmiş. Apartmanın her katında bir galeri var desek doğrudur. Bir apartmanın girişindeki zil olduğunu tahmin ettiğimiz enteresan bir obje de vardı. :))
Darth Vader bir süre burada oturmuş olabilir mi?  Neyse Mısır Apartmanından çıktık bu kez de Doğan Apartmanına gittik ama ne yazıkki avluya çıkamadık çünkü iç kapı kapalıydı. Seneler önce bir arkadaşımla yine Galata turu yaparken buraya uğramış ve kapıyı açık bulup ,resimlerini çekebilmiştik. Doğan Apartmanının bulunduğun Serdar-ı Ekrem sokağında bakıma muhtaç birçok eski yapı var keşke onlarla da ilgilenenler olsa. Bu başarısız girişimin ardından Ara Cafe de bir kahve molası verdik. Sırada Tophane-i Amire vardı. İstanbul 2010 Kültür Başkenti etkinlikleri çerçevesinde yer alan "In Between-Arada-Tra" sergisindeydik. Etkinliklerden haberdar olmak isterseniz web adresi: http://www.istanbul2010.org. Ve bu haftalık kültürel etkinliklerimiz Karaköy Güllüoğlu'nda baklava ve kaymaklı kadayıfla son buldu.:)






3 Şubat 2010 Çarşamba

Kar Yağsın Ama...

3 yorum

Kar yağsın ama bizim ülkemizde kar demek beyaz güzellik demek değil ne yazikki sefalet ve pislik bırakıyor geride. Bunda kar'ın suçu ne, hiç. Çukurlaşmış ve içine su dolmuş yollar, merdivenleri donmuş altgeçitler bırakıyor. Bu sabah işe gelirken insanların, içinde tabi ben de, dahil alt geçitten geçmek için nasıl çabaladıklarını anlatamam. Buna bir çare yok mudur, bu kadar mı seviyorlar insanlara eziyet etmeyi, evet tabi ki seviyorlar. Siz nasıl giderseniz gidin işinize, ister düşün, ister kolunuzu bacağınızı kırın onlar için bir önemi yok . Onların daha önemli başka işleri var. Birbirlerine yumruk atmak gibi...