16 Kasım 2009 Pazartesi

Mayalar'ı Dinlemedik Başımıza Neler Geldi: 2012



Dün sabah arkadaşlarımızla Santralİstanbul'da geçirdiğimiz zevkli bir pazar kahvaltısının ardından merak ettiğimiz 2012'ye gittik. Aslında saçma bir film olacağını tahmin ediyordum eh öyle de oldu zaten. Şu Amerikalıların felaket senaryolarına hastayım .Öyle bir saçma film ki bir ara uyuyacaktım. İzleyemeyenler varsa okumasın sonra etkilenmesin sonra da bana kızmasın. Gelelim aklımda kaldığı kadarıyla saçmalıklara; depremden dolayı çöken yollardan, yıkılan binalardan arabayla kaçış sahneleri son derece gülünçtü. Ayrıca bu tip filmlerde hep mi esas adamın eski karısı olur, eski karısının da yeni bir sevgilisi ya da kocası olur bu iki erkek arasında gizli bir çekişme olur. Halbuki kadın hala esas adamı sevmektedir ama adam umursamaz davrandığı, kendini işine çok kaptırıp ailesini ihmal ettiği için zamanında terkedilmiştir sonra aklı başına gelmiştir.

Filmin en heyecanlı ve en ölüme yakın sahnelerinde bu eski eşler biranda yakınlaşıverirler. En kritik anlarda da öpüşecekleri tutar :))) ya ben çok gülüyorum bu sahnelere. Devam ediyorum, 2012 felaketi artık başlamıştır ve bundan kaçmak ve hiçbir işe yaramayan devlet büyüklerini kurtarmak için gemiler inşa ettirilmiştir. Üstelik Çin'de. Yapsa yapsa Çinliler bu kadar kısa zamanda bu gemiyi yapabilirmiş nerde çokluk orda bolluk demişler di mi :) Artık o gemileri gördükten sonra Çin mallarına laf etmeyeceğim. Gemiye hemen binilmesi lazımdır kıyamet kopmuş Çin'e doğru gelmektedir. Bütün başkanların acilen gemiye binmesi lazımdır. Ama ABD Başbakanı  ne yapar, gemiye binmez, kendisi asil bir davranışla halkının yanında kalmayı tercih eder:)) , bizimkileri de hiç görmedim bu arada Türkler i almıyolar mı acaba o gemiye. Olsun bizde de gemicikler var nolmuş yani biz de onlara biner kaçarız di mi. Neyse geminin kapıları kapanmıştır birkaç ülke başkanı ve ileri gelenleri gemiye binmiştir ama 1 milyar € ödeyerek gemide rezervasyon yaptıranlar dışarıda kalmıştır. (Bu kadar para olmadığına göre zaten bizim gitme şansımız yok şimdiden kimlerin gideceği belli olmuştur) fakat nasıl olurda bu kadar insan gemiye alınmaz ABD yine devreye girer ve yetkili der ki bu insanları dışarda bırakırsak nasıl vicdanımız rahat eder , insanlığı bu şekilde nasıl devam ettirebiliriz ,falan filan, gözlerim yaşardı vallahi sonra diğer ülkelerin başkanları da onaylıyor bu yufka yürekli durumu (meğer ne kadar severlermiş zor durumdaki insanları kurtarmayı). Sonra herkes gemiye biner mutlu mesut kıyametten kurtulurlar.:)) Bizim de içimiz rahat eder. Demek ki neymiş kıyametten kurtulmak için, depremden kaçmaya yarayan sağlam bir araba, o arabayı çok iyi kullanacak bir esas adam, mümkünse bir de pilotluk eğitimi almak uçakla da kaçmak lazım he bir de 1 milyar € biriktirmek yeterli (tüm aile için değil kişi başı yani:)))

4 yorum:

Ayse dedi ki...

Tum sahneler teker teker gozumde canlandi, o kadar tanidik sacma sapan bir konu ki, ne diyim. Iyi ki yazmissin Merakli Yengec :) artik aklimin ucundan dahi gitmeyi gecirmem!

meraklı yengeç dedi ki...

gerçekten değmez gitmeye sevgili Ayşe.

Adsız dedi ki...

KONU BENİM DE HİÇ İLGİMİ ÇEKMEDİ. EVDE EDİZ HUN TÜRKAN ŞORAY FİLMLERİ SEYRETMEYİ TERCİH EDERİ. BEN SANTRALİSTANBUL DA KAHVALTI KISMIYLA DAHA ÇOK İLGİLENDİM. BİLİYORSUN OĞLUMUN OKULU. EN KISA ZAMANDA BENDE KAHVALTIYA GİTMEK İSTİYORUM. NE DERSİN? TAVSİYE EDİYORMUSUN?

meraklı yengeç dedi ki...

gerçekten güzel bir yerdi. Hava sıcak olsa daha da güzel olurdu. İnsanlar çoluk çocuk gelmişler. Ne kadar da çok böyle yerlere parklara ihtiyacımız var. Ama ancak belediyelerin abuk subuk yaptığı mekanik bozması aletlerin yer aldığı parkçıklardan başka bişeyimiz yok.