21 Ocak 2010 Perşembe

TERBİYESİZLERRRRR

1 yorum

Terbiyesiz sözcüğü bunlara az bile yazamadıklarımı sözlü olarak dile getirdim zaten ben. Onların hakettiği kelimeler çok daha ağır tek dişi kalmış medeniyet.
Kaynak: milliyet.com.tr


Bu görüntü gurbetçileri ayağa kaldırdı

Atatürk"ün para üzerindeki fotoğrafıyla, bikinili genç kızların fotoğrafının birleştirilmesi, gurbetçileri ayağa kaldırdı.
Hollanda’nın en büyük turizm şirketinin yeni başlattığı reklam kampanyasında kullandığı afişlerde, Atatürk’ün para üzerindeki fotoğrafıyla, bikinili genç kızların fotoğrafının birleştirilmesi, gurbetçileri ayağa kaldırdı
Hollanda’da 15 bin kişinin çalıştığı Dirk van den Broek grubu dahilinde seyahat sektöründe hizmet veren D-Reizen şirketinin reklam afişlerinde Türkiye’nin de dahil olduğu ülkelerin banknotları bu ülkelerde tatil yapan kişilerin fotoğraflarında surat olarak kullanılıyor. Atatürk’ün banknot üzerindeki fotoğrafı bir genç erkek ile bikinili bir genç kızın fotoğrafı üzerinde kullanıldı.
Afişte, Türkiye bölümünde de Atatürk’ün suratı, bikinili bir genç kızın üzerinde yer alıyor. Hollanda’da yaşayan Türkler, afişi billboard’larda, otobüs duraklarında ve televizyon reklamlarında görünce büyük tepki gösterdi. Şirketin tepki yaratan reklam kampanyasının kaldırılması için internette düzenlenen kampanyada şu ifadeler kullanılıyor: “Utrecht kentinde otobüs durağında beklerken, D-Reizen seyahat şirketinin yapmış olduğu reklam çok gücümüze gitti. Çeşitli ülkelerin parasının üstünde yer alan şahsın altına turistin bir bedenini eklemişler. Güya hatıralık resim olsun diye. Resimde Türk liderinin üstünde bulunan Atatürk’ün resmi altında yarı çıplak bir kadının resmi var, aşağı tarafta da bir esmer adamın bedeni.

Bu bizim değerimizi aşmakta ve düpedüz saygısızlıktır. Tepkimizi göstermeliyiz. Reklam dediğin başkalarını rencide etmemeli. Bu konu hakkında hukuk okuyan arkadaşlarımızı harekete çağırıyorum. Bu yanlışı düzeltmek için ne yapabiliriz, bize bilgi verirlerse memnuz oluruz”.

20 Ocak 2010 Çarşamba

1 yorum



Maalesef geç kalmışım okumak için. Böyle bir insanı daha yakından tanımak için. Böyleyiz işte insanları hep öldükten sonra hatırlarız. Ne yazık. Halbuki ben onun kızıl kısacık saçlarını hatırlıyorum. Annem daha MS olmamıştı biz ona gitmiştik annemin dirseklerinde ve dizlerinde kaşıntı oluyordu. Önemli birşey değildi birkaç krem bitti gitti. Ama annemin aklında hep şu kalmıştı hala da söyler ilk defa ben böyle bir doktor gördüm hastasına bu kadar yakın davranıp muayene ederken eline bir eldiven takma gereği duymadan dokunarak muayene eden bir doktor. Umarım seni hiç unutmayız Türkan Saylan çünkü malum biz çok çabuk unutan bir toplumuz.

15 Ocak 2010 Cuma

Dönüşmeme az kalmıştı!!!!

0 yorum




Geçen akşam arkadaşlarımızla buluştuk, bir sürü film almışlar. Ne izlesek diye düşünürken baktım Monica Bellucci, bu film izlenir dedim. Erkek olsam neyse :)) Aslında açıkçası konu enteresan geldi nerden bilirdim çözmeye çalışırken bir manyağa dönüşeceğimizi, neyse film başladıktan bir süre sonra kocam ne bu suratlar ya korku filmi mi izliyoruz demeye başladı film boyunca da susmadı zaten :)) Ben de biraz tırstım ne yalan söyleyeyim adamın bir gözü başka bir gözü başka. Sonra Sophie Marceau dönüştü Monica Bellucci oldu. Sonra bir genç bir kıza dönüştü, o kızın ağabeyi Sophie Marceau'nun dönüşmeden önceki kocası yani o öyle zannediyo (biliyorum anlamadınız ben de anlamadım zaten dert etmeyin) . Daha enterasan şeyler de var fazla anlatmayayım izlemeyenler için. Altyazılar da öyle entersan ki bazen konuyla o kadar alakasız laflar oluyor ki nasıl bir çeviriydi anlamadım. Sonuçta film bitti ama ben ne olduğunu tam olarak anlayamadım ya da anladım ama çok etkilenmedim filmden sadece değişik diyebilirim o kadar.

4 Ocak 2010 Pazartesi

Bu gece Facebook'a dikkat

0 yorum

Milliyet'te gördüğüm enteresan bir haberi sizlerle paylaşmak istedim. İçinizde bu seansa katılacak olan var mı? :)) 

 Bu gece Facebook'a dikkat

Ünlü İngiliz hipnoz uzmanı, bu gece Facebook ve Twitter aracılığıyla 6 binden fazla kişiyi hipnotize ederek rekor kırmayı planlıyor
İngiliz hipnoz uzmanı Chris Hughes, Facebook ve Twitter aracılığıyla hipnoz tekniğine karşı koyamayan 6 binden fazla kişinin sandalyelerinden kalkamayacağını ve trans halinden çıkana dek gözlerinin odaklanmış halde kalacağını ifade etti.

Fikrin bir arkadaşının toplu hipnoz yapmasını önermesiyle ortaya çıktığını belirten 34 yaşındaki Hughes, daha önce böyle bir şeyi kimse denemediğini, büyük bir online hipnoz seansını oluşturarak dünya rekoru kırmak istediğini söyledi.

Seansa katılmak için, internet bağlantısı olan bir bilgisayar, kulaklık ve hoparlör ve rahat bir sandalye gerekiyor. Ayrıca Hughes katılımcıların sessiz bir ortamda bulunmasının gerektiğini de belirtiyor.

Beş yıldır hipnotizmayla uğraşan Hughes, "Bu etkinlik insanların yeni yıla iyi bir başlangıç yapması ve 2010'da istediklerine ulaşabilmeleri için tasarlandı. İnsanlar hipnotize edildiğinde, bilinçaltı düzeyinde, normalde 'ulaşılması çok zor ya da çok çaba gerektiriyor' diye düşünecekleri şeyleri yapabileceklerini hissediyorlar" diyor. Hughes ayrıca hipnozun, insanların hayatlarında büyük değişiklikler yapmasına yardımcı olduğunu da söylüyor.

İlgilenenler için http://bit.ly/socialtran adresi veriliyor.

D&R'dan yeni kitaplarım geldi

2 yorum




Bu kez kitaplarımı D&R'dan sipariş ettim. Yılbaşı tatilini de hesaba katarsak 29 Aralık'ta verdiğim siparişler bugün elimde oldu. Daha önce de söylediğim gibi kitap alınca çok mutlu oluyorum. Bana hediye olarak ne alacağını bulamayan sevgili kocama duyurulur :)) Yani illa yükte hafif pahada ağır şeyler almaya gerek yok, he alsa fena mı olur olmaz tabi :))

Osman Ulagay'ın kitabında yazdıklarına kısmen hak vermekle birlikte kitabın yayınlandığı tarihten itibaren yaşanan gelişmelere bakarsak revize etmesi gerektiğini düşünüyorum. Sorduğu sorulara o zamanlar verdiği iyimser yanıtlara eminim şimdi daha farklı bir gözle bakacaktır. 

1 Ocak 2010 Cuma

Poğaça

0 yorum




Öncelikle geçen hafta yoğunluktan dolayı blog'a bakamadığım için yeni yıl dileklerimi şimdi yazmak istiyorum. Herkese 2010'da sağlık, mutluluk, huzur, olmayanlara yeni iş, olanlara daha iyi bir iş, işten sıkılanlara bol para diliyorum:))

2010'da ilk poğaçam gecenin 10'unda yapıldı. Bu ne hamaratlık di mi :)) Hadi üşenmeyin siz de yapın saati boşverin :P çayla hüpletin.:))

İşte malzemelere;
- 4 su bardağı un
- 1 çorba kaşığı toz şeker
- 1 tatlı kaşığı tuz
- 1 paket kuru maya
- 1 çay bardağı süt
- 1/2  çay bardağı sıvı yağ
- Ilık su (aldığı kadar)
- 1 yumurta

Yumurta sarısı hariç tüm malzemeleri karıştırıp yoğuruyoruz ve mayalanmaya bırakıyoruz. (Süresi ne kadar bilmiyorum ama ben 30 dk. kadar beklettim) daha sonra iç malzemesini koyup, tepsiye diziyoruz. Üzerine ayırdığımız yumurta sarısını sürüyoruz, yumurta sarısının üzerine susam ya da çörekotu tercih edebilirsiniz. 180 derece önceden ısıtılmış fırında 25 dk. pişiriyoruz. Afiyet olsun...